İstanbul C.B.Savcılığınca düzenlenen iddianame 19 Temmuz 2019 günü kabul edilmiş, ilk duruşma ise 17 Eylül 2019 tarihinde başlamıştır. 3908 sayfalık iddianame sanıkların büyük çoğunluğuna, tutuklu oldukları için, CD ortamında, 20-30 Ağustos 2019 tarihleri arasında tebliğ edilmiştir.

Bazı sanık müdafileri müvekkillerinin -tutuklu olmaları sebebiyle- bilgisayar ortamında dosyayı inceleme imkanları olmadığından savunmalarını hazırlayamadıklarını dile getirerek, dosyanın kağıt evrak olarak sanıklara ulaştırılması talebinde bulunmuş, sanık müdafilerinin diğer tüm talepleri gibi, bu talep de değerlendirmeye dahi alınmamıştır.

İddianame eki 50.000 sayfalık evraklar ise sanıklara re’sen tebliğ edilmemiş, bir kısım sanıkların talebi üzerine ve sadece talep eden sanıklara 10.09.2019 ve devamı tarihlerde yine CD ortamında gönderilmiştir. Gönderilen CD’ler bazı sanıklara duruşmalar başladıktan sonra, duruşma için götürüldükleri ve misafir olarak bulundukları Silivri 1,3,4,7 ve 8 No.lu Kapalı cezaevinde ulaşmıştır. Misafir konumunda olan tutukluların bilgisayar kullanma hakkı olmadığından ya da çok kısıtlı olduğundan bu sanıklar dosyaya hiç bakamadan ifade vermeye çıkmak durumunda kalmışlardır. Sanıkların dosyanın tamamına ulaşıp ulaşamadıklarını tespit etme imkanları dahi olmamıştır.

Sanıkların tutuklu bulundukları cezaevlerinde ise yalnızca mesai saatleri içinde ve haftada toplam 3 saat bilgisayar kullanma hakkı olması, birçok cezaevinde ise kalabalık sebebiyle bu hakkın hiç kullandırılmamış olması göz önüne alındığında, mevcut dosya ve şartlarda savunma hazırlamak için yeterli zaman ve imkana sahip olamadıkları izahtan varestedir. Belirtilen nedenlerle bir kısım sanıklar mahkeme heyetinden savunma hazırlamak için ek süre talebinde bulunmuştur.

Mahkeme heyeti bu talebi kabul etmiş ve sanıkların devam eden duruşmalar süresince savunmalarını hazırlamasına karar vermiştir. Ancak duruşmalar süresince Silivri Cezaevinde kalan sanıklar duruşmaya getirilmek için sabah saat 07:00 sıralarında cezaevinden çıkarılmakta (bunun için saat 06:00 itibariyle odalarından alınmakta), duruşmanın bitmesinden sonra cezaevine dönüşleri 20:00’yi bulmakta, sayım vs ile birlikte koğuşlarına girişleri ancak 22:30 civarı olmaktadır. Bu saatten sonra da cezaevi idaresince sanıklara bilgisayar odasını kullanma imkanı verilmemekte, üstelik sanıkların avukatlarıyla görüşme imkanları da olmamaktadır.

Zira sanıkların büyük bir kısmı (yaklaşık 110 kişi) toplamda 500 tutuklu ve hükümlünün o dönem kaldığı Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda avukat görüşmesi için (tutuklu/hükümlü sayısının fazlalığı nedeniyle genelde dolu olan)toplamda 11 adet kabin bulunmaktadır ve sayımdan sonra saat 20:00 da başlayan avukat görüşü saat 23:45 itibariyle cezaevi idaresince sonlandırılmaktadır. Duruşmalar esnasında ve aralarda da sanıkların avukatlarıyla görüşmeleri yasaklanmıştır. Tüm bunların yanı sıra sanıkların her gün duruşmaya giderken yanlarında götürdükleri savunma evrakları dönüşte cezaevi memurları tarafından ellerinden alınmakta, ertesi sabaha yapacakları savunmanın evraklarına dahi ulaşmaları engellenmektedir.

Sonuç olarak sanıkların 91 gün kesintisiz süren ifade alma süreci boyunca yetersiz uyku ve yetersiz beslenme sebebiyle sağlıkları bozulmuş, birçoğu bronşit olmuş, duruşma sırasında sık sık mahkeme salonuna ambulans gelmesi gerekmiş, bu koşullar altında; ellerinde savunma evrakları olmadan, avukatlarıyla görüşemeden ve bilgisayar kullanıp dosya içeriğine de bakamadan ifade vermek zorunda bırakılmışlardır. Bu şartlar pandeminin yayılması ve kısıtlamaların uygulamaya konulmasıyla gittikçe ağırlaşmıştır.

Tüm bu nedenler nazara alındığında sanıkların devam eden duruşmalar boyunca savunmalarını hazırlamaları fiilen mümkün değildir. Bu hususta sanıkların duruşmalardan peyderpey vareste tutulmaları ve bu şekilde savunmalarını hazırlamaları için mahkeme heyetinden talepte bulunulmuş olmasına rağmen, heyet sanıkların savunmalarını hazırlamaları için gereken imkan ve kolaylıkların sağlanması bir yana, SANIKLARIN SAVUNMA İÇİN TEKRAR SÜRE İSTEMELERİ HALİNDE SUSMA HAKKINI KULLANMIŞ SAYILACAKLARI YÖNÜNDE KARAR VERMİŞTİR.


DOSYANIN HACMİ, SUÇ İSNATLARININ FAZLALIĞI, İDDİANAMENİN GEÇ VE EKSİK TEBLİĞ EDİLMİŞ OLMASI, SAVUNMA HAZIRLAMAK İÇİN GEREKLİ OLAN FİZİKİ İMKANLARIN YETERSİZLİĞİ, SANIKLARIN MÜDAFİİLERİNDEN YARARLANMA HAKLARININ ENGELLENMESİ VE TÜM BUNLARA EK OLARAK SAVUNMA İÇİN SÜRE İSTEYEN SANIKLARIN SUSMA HAKKINI KULLANMIŞ SAYILACAĞI YÖNÜNDEKİ ARA KARAR SEBEBİYLE AİHS'NİN 6/3-B MADDESİ VE BU BAĞLAMDA ADİL YARGILANMA HAKKI AÇIK BİÇİMDE İHLAL EDİLMİŞTİR. Nitekim AİHM, 46221 Başvuru Numaralı ve 12 Mayıs 2005 tarihli kararında;


“…Başvuran sorgulama sırasında avukatlarının yardımından yararlanamamıştır, yargılamanın çok sonraki bir aşamasına kadar dava dosyasına doğrudan erişememiştir, avukatlarının ziyaret sayısına ve süresine kısıtlamalar getirilmiştir; son olarak, tarih oldukça ilerleyene kadar avukatlar da dava dosyasına erişememişlerdir. AİHM, söz konusu güçlüklerin bütün olarak savunma hakkını kısıtlamış olduğu ve dolayısıyla, 6. Maddede öngörülen adil yargılama ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle sözleşmenin 6/3-b ve c maddeleri ve 6/1. Maddesi ihlal edilmiştir.” şeklinde bir tespitte bulunmuştur.

 

Öte yandan, az önce yukarıda kısaca değindiğimiz üzere, hafta içi her gün sabahtan akşama kadar devam eden duruşmalar sebebiyle sanıklar büyük sıkıntılar çekmiştir. Çoğu zaman kahvaltı yapmadan koğuştan çıkarılmışlar, duruşma salonu nezarethanesinde çok yetersiz yemek verilmiş, uykusuzluk da eklenince bağışıklık sistemleri çökmüştür. Ağır grip geçiren sanıkların birçoğunun hastalığı bronşite çevirmiş, kalp, şeker, tansiyon, bayılma gibi bünyenin zayıflamasıyla etkisi artan hastalıklar sebebiyle defalarca ambulans çağrılması gerekmiştir. Tüm gün duruşma salonunda bulunan sanıkların kantin sipariş imkanları ellerinden alınmış, telefon hakları, açık / kapalı görüş hakları kullanılamaz hale gelmiştir. Esas hakkında mütalaanın açıklanmasından sonraki süreçte ise pandemi de olmasına rağmen sanıklara gün içinde değiştirmeleri için ikinci maske verilmemiş, yanlarına su verilmemiş, nezarethane tuvaletlerine sabun, tuvalet kağıdı gibi temel hijyen malzemeleri konulmamış, temizlik yapılmamış, sanıklar salgına açık hale getirilmiş, öğlen yemekleri için dahi sadece 20 dakika ara verilmiş, tutuklu ve tutuksuz sanıkların yeterli ve dengeli yemek yemelerine bile müsaade edilmeden “jet hızıyla” bir yargılama yapılmıştır.


⬅️

2.2 - MAHKEME HEYETİ HUKUKA AYKIRI OLARAK “KATILMA” KARARLARI VERMİŞ, TÜM YARGILAMA SÜRECİ BOYUNCA CMK M.201’E AYKIRI DAVRANMIŞTIR
➡️

2.4 - SORGU İŞLEMİ BİTMEDEN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ AŞAMASINA GEÇİLMİŞTİR


Daha yeni Daha eski