17-25 ARALIK YARGIYA DARBE GİRİŞİMİ SONRASINDA FETÖ HAKKINDA ÖVÜCÜ ve ARABULUCU AÇIKLAMALAR YAPMAKTAN ÇEKİNMEYEN ve HALEN AKTİF GÖREVDE OLAN KİŞİLER
Kamuoyunda Adnan Oktar davası olarak
bilinen yargılama esnasında gerek bir kısım medya kuruluşları gerekse davaya
taraf olan bazı husumetli müştekiler, Sayın
Adnan Oktar’ın geçmiş anlatımlarını çarpıtarak, hem iddia makamı ile mahkeme
heyetini hem de kamuoyumuzu yanıltıp aldatmaya çalışmışlar. Adnan Bey ve
arkadaşlarımızın güya 17-25 Aralık
sonrasında FETÖ terör örgütüne sözde destek verdikleri yönünde kamuoyunda SAHTE
BİR ALGI OLUŞTURMUŞLARDIR.
Bu iddia açık bir yalandan ibaret
olmasına rağmen yargılamaya bakan iddia makamı ile mahkeme heyeti, kamuoyunda
oluşturulan bu negatif algının alenen etkisi altında kalmış ve bu sebeple;
Ø Adnan Bey ve
arkadaşlarımızın konuya ilişkin samimi beyan ve açıklamaları ile savunma
avukatlarının sundukları lehteki tüm bilgi,
belge, rapor, uzman görüşü (diğer adıyla bilimsel mütalaa) ve benzeri sayısız delili,
Ø Henüz daha FETÖ’nün
hizmet hareketi olarak kabul edildiği tarihlerde dahi, Adnan Bey'in FETÖ'yü
eleştirirken hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ı alenen
övüp destekleyen açıklamalar yaptığını,
Ø FETÖ ile arkadaş
camimızın ideolojik olarak taban tabana zıt olduğuklarını,
Ø EN ÖNEMLİSİ İSE 17
- 25 Aralık 2013 tarihinden sonra bile Fethullah Gülen (FETÖ) hakkında övücü
açıklamalar yapmış, hatta arabulucu olan pek çok bakan, milletvekili ile
siyasetçi ve bürokratın halen hükümette üst düzey aktif görevlerde
bulunduklarını,
ALENEN GÖRMEZDEN
GELMİŞ YA DA ALENEN GÖZ ARDI ETMİŞLERDİR.
Dahası Adnan
Bey'in sözde FETÖ’ye destek sözleri söylemekle itham edildiği ama gerçekte
FETÖ’yü eleştirdiği dönemde, neredeyse tüm Türkiye'nin FETÖ’nün lehinde konuşmalar
yapmakta olduğunu da görmezden gelmişlerdir.
Gerçekte ise
Milad olarak
kabul edilen 17-25 Aralık 2013 sonrasında Sayın Adnan Oktar'ın FETÖ’ye yönelik
konuşmalarına bakıldığında bunların tamamının açık şekilde Devlete ve Hükümete
sadık olunması yönünde olduğu tartışmasız şekilde görülecektir.
FETÖ'yü eleştirirken Devleti ve Hükümeti öven Adnan
Bey'in bu konuşmaları eğer suç olarak kabul edilecekse, o zaman aynı dönemde
çok net FETÖ övgüsü yapan tüm siyasilerin, bürokratların, gazetecilerin de
suçlu kabul edilmesi gerektiği açıktır. Eğer bu kişilerin söyledikleri suç
değilse, o zaman Adnan Bey'in zaten eleştiri niteliğinde olan hiçbir sözünün de
suç olmadığı açık ve nettir.
17-25 ARALIK SONRASINDA FETÖ'YÜ ÖVEN
YA DA ARABULUCU AÇIKLAMALAR YAPMIŞ, ANCAK HAKLARINDA CEZAİ İŞLEM YAPILMAYIP HALENDE
HÜKÜMETTE AKTİF GÖREVLERDE BULUNAN SİYASETÇİLER
- 1-
SAYIN MUSTAFA ŞENTOP
24-25-26-27. Dönem Ak Parti Milletvekili
2011 - 2015 Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı
Halen Türkiye Büyük Millet Meclisi 29. Başkanı
24 Şubat 2019 tarihinden bu yana halen
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29.
Başkanlığı görevini yürütmekte olan Sayın Mustafa Şentop, 4 dönem süresince Ak
Parti Milletvekilliği yapmış olmasının yanında, 2011 - 2015 yılları arasında Ak
Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulunmuştur.
Sayın Şentop 17-25 Aralık 2013 tarihinden 20 gün sonra, hem A Haber isimli Televizyon kanalında gazeteci Murat Akgün ile özel bir röportaj gerçekleştirmiş, hem de Kanal 7 Televizyonunda yayınlanan “Başkent Kulisi” isimli programda gazeteci Mehmet Acet'in canlı yayın konuğu olmuştur.
https://www.youtube.com/watch?v=dBiCdNjqA-s
Her iki programda da benzer
açıklamalarda bulunan Sayın Şentop canlı gerçekleşen programlardaki konuşmalarında;
§ “Sanki cemaat
dediğimizde Ak parti diye bir parti ve yapılanma, bir taban var. Bir de cemaat
diye onun dışında bir yapılanma bir taban var. Cemaat
Ak Parti’den yalıtılmış bir yapı değil. Cemaat’in
büyük bir kısmı zaten AK Partili. AK Parti teşkilatlarında görevli kişilerdir”
§ “Böyle ortada
ayrı bir cemaat-camia, bir tarafta da Ak Parti diye bir şey, bir ayrım yok. Esasen Ak Parti’nin üyeleri, oy verenleri, teşkilat mensupları
cemaatin-camianın içinde yer alan, onun gönüllüsü olarak çalışan insanlar.”
§ “Yine hoca efendiyi yeni değil 70’li yıllardan beri
kasetlerini dinleyerek, yazdıklarını okuyarak yetişmiş insanlarız. Hangi
konularda neler düşündüklerini bilebilecek insanlarız”
§ “Burada siyasete
ve Ak Partiye karşı operasyon yürüten
çevreler, aslında cemaate karşı da bir operasyon yürütüyorlar. Cemaat tamamen
böyle yabancı, hiç bilmediğimiz bir mahiyet, bir yapı değil. Yani biz çoğumuz oradaki arkadaşların büyük bir
kısmıyla şahsi dostluklarımız, arkadaşlıklarımız var.”
§ “Ve ben Ak
Parti’ye operasyon yapılıyor tabirine, operasyon sadece Ak Parti’ye yapılmıyor,
hem cemaate-camiaya operasyon yapılıyor dedim. Çünkü uzun yıllardır Türkiye’nin demokratikleşmesi, hukuk devleti
anlamında, vesayetin tasfiyesi anlamında bugün cemaat-camia olarak
isimlendirilen çok geniş bir kitlenin açık desteğinin olduğunu, bu yolda
birlikte yürüdüğümüzü ifade etmek lazım.”
şeklindeki
sözleriyle bir yandan Fetö’yü
alenen överken, bir yandan da 17/25 DARBE GİRİŞİMİNİN AK PARTİ İLE BİRLİKTE AYNI ZAMANDA FETÖ’YE DE
YAPILDIĞINI ve GÜYA ONLARIN DA MAĞDUR OLDUKLARINI DİLE GETİREREK AÇIK BİR
ARABULUCULUK DAVETİNDE BULUNMAKTAN da çekinmemiştir.
17-25 Aralık tarihinden 20 gün sonra
gerçekleşen iki ayrı canlı yayın programında birden dile getirdiği tüm bu açık
ifadelere rağmen dahi Sayın Mustafa Şentop hakkında, o zamandan bugüne herhangi
bir soruşturma açılmamış ya da bir inceleme veya araştırma da yapılmamıştır.
Sayın Şentop bugün halen Devlet Protokol
Listesi'nin en üst makamı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29. Başkanı görevini
ifa etmektedir.
- 2-
SAYIN DERYA YANIK
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi
Halen 66. Hükümet Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı
17 - 25 Aralık
2013 tarihinden sonra Fetö'yü öven ve destekleyen açıklamalarda bulunan
siyasetçilerinden birisi de 24 Mart 2021 tarihinde AK Parti Merkez Karar ve
Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilen, 21 Nisan 2021 tarihinde ise Cumhurbaşkanımız
Sayın Erdoğan tarafından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı görevine getirilen
Sayın Derya Yanık'dır.
Sayın bakan geçmişte oldukça aktif bir Twitter kullanıcısı olmuş, 17-25 Aralık tarihinde ve sonrasında yapmış olduğu Twitter paylaşımlarında ise Fethullah Güleni ve yapılanmasını övücü çok sayıda izah ve açıklamaya imza atmıştır.
Sayın Derya Yanık'ın bu paylaşımları arasında
en öne çıkanlar şüphesiz ki, tam da 17 Aralık 2013 tarihinde paylaşmış olduğu, “Bizden yolsuzlukları savunmamızı bekleyenler çok
bekler! Kimin ne hesabı varsa versin!” şeklindeki tweeti ile Fethullah
Gülen'in hükümete ettiği bedduaya amin dediği “Hocam
operasyonlara tam destek vermiş anlaşıldı! Beddua mı? Tümüyle Amin!” dediği, iki ayrı
paylaşımıdır.
Sayın Derya Yanık bu paylaşımlarıyla da
kalmamış, 17-25 Aralık 2013 tarihinden
sonra “Fethullah Gülen Hoca” şeklinde hitap edip, Fetö'yü öven
ve destek olan çeşitli paylaşım ve açıklamalar yapmaya da devam etmiştir.
Bunlar arasından öne çıkıp dikkat çeken bazıları ise şöyledir;
Sayın Derya Yanık 21 Nisan 2021
tarihinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı görevine getirilmesinden sonra, kendisinin
17 - 25 Aralık 2013 tarihinden sonraki bu Twitter paylaşımlarının ulusal medya
ve basın tarafından fark edilerek kamuoyunun gündemine getirilmesi üzerine ise
Sayın Bakan bu paylaşımları yaptığı eski Twitter hesabını kapatarak kendisine
yeni bir hesap oluşturmuştur.
Ancak tüm bu paylaşım ve açıklamalara
rağmen tıpkı Meclis Başkanımız sayın Mustafa Şentop hakkında olduğu gibi Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Derya Yanık hakkında da FETÖ ile iltisak ya
da FETÖ'ye yardım konusunda herhangi bir soruşturma açılmamış, inceleme veya
araştırma da yapılmamıştır.
- 3-
SAYIN MEHMET ALİ ŞAHİN
Türkiye Büyük Millet Meclisi 24. Başkanı
59. Hükümet Başbakan Yardımcısı - 60. Hükümet Adalet
Bakanı
2012 - 2014 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi
Dönemin milletvekili ve AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı olan Sayın Mehmet Ali Şahin Beyefendi 17 - 25 Aralık 2013
sonrasında,
29 Aralık 2013
tarihinde Karabük’te Vali Nafiz Kayalı Gençlik Merkezi’nde
düzenlenen partisinin il danışma meclisi toplantısına katılmış ve burada
yaptığı konuşmasında Fetö hakkında “Hocaefendi
adalet neyi gerektiriyorsa ona göre karar verin demiş, Allah ondan razı olsun” şeklinde
bir açıklamada bulunmuştur.
Sayın Mehmet Ali Şahin, 30 Aralık 2013 tarihli Hürriyet
Gazetesi ile çeşitli haber sitelerinde detaylarıyla yer bulan açıklamalarında
ayrıca Fethullah Gülen'e hitaben,
§ “Bizim hakkımızda ne söylerseniz söylesin sizi
seviyoruz”
§ “Geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Kendisini
severim. Karabük’ten muhterem Hocaefendi’ye bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Hocam artık Türkiye'ye dönün lütfen”
şeklinde Fethullah Gülen'e sevgi ifade eden ve Türkiye'ye davet ederek arabuluculuk
görevine soyunan açıklamalarda bulunmaktan da çekinmemiştir.
https://www.dailymotion.com/video/x1avl1k
https://tv.haberturk.com/tv/gundem/video/mehmet-ali-sahinden-fethullah-gulene-cagri/107693
Ancak tüm bu paylaşım ve açıklamalara
rağmen tıpkı Meclis Başkanımız sayın Mustafa Şentop ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanımız Sayın Derya Yanık hakkında olduğu gibi, dönemin Ak Parti Genel Başkan
Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin hakkında da FETÖ ile iltisak ya da FETÖ'ye
yardım konusuna ilişkin herhangi bir soruşturma açılmamış, inceleme veya
araştırma da yapılmamıştır.
Sayın Mehmet Ali Şahin bugün halen
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği görevini ifa etmektedir.
- 4-
SAYIN MUSTAFA ELİTAŞ
24. ve 26. Dönem AK Parti Milletvekili
64. Hükümet Ekonomi Bakanı
Dönemin AK Parti Meclis Gurup Başkan
Vekili, 24 Kasım 2015 - 26 Mayıs 2016 tarihleri arasında ise Ekonomi Bakanlığı
görevini yürüten Sayın Mustafa Elitaş Beyefendi de, 17 - 25 Aralık 2013 tarihinden daha 1 Ay sonrasında dahi Kanal 7
Televizyonunda Mehmet Acet'in sunduğu “Başkent Kulisi” isimli canlı yayın
programına katılmış ve buradaki konuşmasında;
https://www.izle7.com/kanal7/izle-3199-baskent-kulisi-26-ocak-2014.html
§ “Bizim O
camianın Allah rızası için yaptığı, hizmet olarak ortaya koyduğu meselelerle
ilgili hiçbir problemimiz olmaz, olması da mümkün değildir. Biz bugüne kadar destekledik, içinde bulunduk,
yurtdışına gittiğimiz her seyahatte o hizmetin yaptığı okulları ziyaret ettik.
Yaptıkları işlerle gurur duyduk, övünç duyduk ve destekledik, teşvik ettik.”
§ “Benim çocuklarım da o okullarda okudu, o camianın
evlerindeki çocuklarla - abilerle istişare
etti, onlarla görüşmeler yaptı. Biz bunlardan bir zarar görmedik.”
şeklindeki açıklamalarıyla Fetö'yü, Fetö yapılanmasını ve Fetö'nün
faaliyetlerini açık bir şekilde övmekten çekinmemiştir.
Ancak bu paylaşım ve açıklamalarına
rağmen tıpkı Meclis Başkanımız Mustafa Şentop, Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanımız Derya Yanık, Ak Parti Genel
Başkan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mehmet Ali
Şahin hakkında olduğu gibi, Sayın Mustafa Elitaş hakında da FETÖ ile iltisak ya da FETÖ'ye yardım
konusunda herhangi bir soruşturma açılmamış, inceleme veya araştırma da
yapılmamıştır.
- 5-
SAYIN REŞAT PETEK
25. ve 26. Dönem AK Parti Milletvekili
T.B.M.M. Anayasa ve Adalet Komisyonu Başkan Vekili
15 Temmuz Darbe Girişimi Meclis Araştırma Komisyonu
Başkanı
Dönemin AK Parti Milletvekili ve 15
Tammuz 2016 tarihli FETÖ'cü darbe girişimi sonrasında ise Türkiye Büyük Millet
Meclisi Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu başkanı olan sayın Reşat Petek
Beyefendinin de, 17-25 Aralık’tan
sonra FETÖ’cülerin derneği olarak bilinen ve başkanlığını terörden arananlar
listesinde yer alan Halit Esendir’in yaptığı Medya Etik Konseyi Derneği’nden
ödül aldığı ortaya çıkmıştır.
Hatta Sayın Reşat Petek'in KHK ile
kapatılan bu derneğin kendisine verdiği ödülü bizzat şahsına ait internet
sitesinden duyurduğu da anlaşılmış ve konu basına yansıyıp çok da
konuşulmuştur.
Ancak buna rağmen tıpkı daha önce,
Meclis Başkanımız Mustafa Şentop, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya
Yanık, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare
Kurulu Üyesi Mehmet Ali Şahin, AK Parti Milletvekili ve 64. Hükümetin Ekonomi
Bakanı Sayın Mustafa Elitaş hakkında olduğu gibi, AK Parti Milletvekili ve
T.B.M.M. Anayasa ve Adalet Komisyonu Başkanı Sayın Reşat Petek hakkında da FETÖ
ile iltisak ya da FETÖ'ye yardım konusunda herhangi bir soruşturma açılmamış,
inceleme veya araştırma da yapılmamıştır.
- 6-
SAYIN MELİH GÖKÇEK
19. Dönem Refah Partisi Milletvekili
1994 - 2017 Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı
1994 - 2017 yılları arasında 23 sene
boyunca kesintisiz şekilde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten
Sayın Melih Gökçek'in de, 17-25 Aralık 2013’ten 3 ay sonra 14 Mart
2014 Tarihinde, FETÖ'nün yayın organları arasında bulunan ve daha sonra
bu gerekçeyle de kapatılan Samanyolu TV, Samanyolu Haber, Kanaltürk ve Bugün TV
isimli televizyon kanallarına belediye kasasından 375 bin Türk Lirası tutarında
reklam vererek maddi kaynak sağladığı öne sürülmüştür. Konu medya ve basında da
yer bulmuş ve Sayın Gökçek Hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç
duyurusunda bulunulmuştur.
Ancak ne var ki medya ve basına da
yansıyan bu olaya rağmen, Ankara Büyük Şehir Belediyesi eski başkanı Sayın
Melih Gökçek hakkında da, -önceki
örneklerde olduğu gibi- FETÖ ile iltisak ya da FETÖ'ye yardım konusunda
herhangi bir soruşturma açılmamış, inceleme veya bir araştırma da
yapılmamıştır.
- 7-
SAYIN BÜLENT ARINÇ
20-21-22-23 ve 24. Dönem Milletvekili
22. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
61. ve 62. AK Parti Hükümetleri Başbakan Yardımcısı
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi
Dönemin Ak Parti milletvekili ve aynı
zamanda Başbakan Yardımcısı olan Sayın Bülent Arınç da 17-25 Aralık sonrasında 20
Mart 2014 tarihinde Bursa AS TV'de canlı yayınlanan bir programa katılmıştır.
Program yapımcısının kendisine
yönelttiği 4 gündür Zaman Gazetesi'nde arka arkaya yayınlanan “Fethullah Gülen
röportajları” hakkındaki görüşüne ilişkin soruya ise;
§ “Ben Zaman Gazetesine aboneliğimi kesmedim” ve “Fethullah Gülen, bizim hükümetle bir meselemiz
yoktur dese mesele kalmayacak bizim açımızdan”
şeklinde verdiği cevapla alenen Fethullah Gülen'e desteğini beyan etmiş ve sözleriyle Hükümet ile Gülen yapılanması arasında açıkça arabulucu
rolüne soyunmuştur.
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/arinc-zaman-aboneligimi-kesmedim-26045509?s=08
Bülent Arınç ayrıca 20 Şubat 2014
tarihinde ise CNN Türk televizyona yapmış olduğu açıklamasındaki;
§ “Seçimlerde
amacım 1 oy daha fazla almaktır, seçimi kazanmaktır. Siyasetçi ütmekle meşgul
olur kaybetmekle değil, dolayısıyla o camianın on binlerce
samimi insanına benim de gönül açmam lazım. Onlar bizim arkadaşlarımız”
sözleriyle de Gülen yapılanmasını on binlerce samimi insanın
oluşturduğu bir camia olarak nitelendirmiş ve onların arkadaş olarak görüp,
gönül açmak gerektiğini söyleyerek Gülen yapılanmasını övmüş ve hükümet ile
Gülen yapılanması arasında arabuluculuk yapmak konusundaki isteğini de tekrar
teyit etmiştir.
Ancak yine önceki örneklerde olduğu gibi
dönemin Başbakan Yardımcısı olan Sayın Bülent Arınç hakkında da FETÖ ile
iltisak ya da FETÖ'ye yardım konusunda herhangi bir soruşturma açılmamış,
inceleme veya bir araştırma da yapılmamıştır.
- 8-
SAYIN MEHMET GÖRMEZ
2010 - 2017 Yılları 17. Diyanet İşleri Başkanı
Son olarak dönemin Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Görmez de, Hükümet ile Gülen yapılanması arasında arasında
doğrudan arabuluculuğa soyunanlar arasında yer almış ve buna ilişkin olarak
kendisine yöneltilen eleştirilere ilişkin yaptığı basın açıklamasında
hakkındaki arabuluculuk iddialarını yapmış olduğu;
§ “Fetö mensubu “Şerif Ali Tekalan ile görüştüm” ve “Ayrılık olmasın diye gösterdiğim bir çaba var. İnsanlarla
konuşarak, bana ziyarete
gelenlerle paylaşarak, bu ülkeye bu
kötülüğü yapmayın diyerek, nasihatte bulunarak böyle bir şey olmuştur”
şeklindeki kendi sözleri ile İKRAR ve KABUL etmiştir.
https://t24.com.tr/haber/eski-diyanet-isleri-baskani-gormezden-feto-iddiasina-yanit,670564
Ancak dönemin Diyanet İşleri Başkanı
Sayın Mehmet Görmez doğrudan inisiyatif kullanarak Hükümet ile FETÖ arasında
arabuluculuk rolü oynamasına ve bunu yapmış olduğu bir basın toplantısı yolu
ile alenen ikrar ve kabul de etmiş olmasına rağmen, tıpkı önceki örneklerde
olduğu gibi kendisi hakkında da, FETÖ ile iltisak ya da FETÖ'ye yardım
konusunda herhangi bir soruşturma açılmamış, inceleme veya bir araştırma da
yapılmamıştır.
Yukarıda bahsi geçen siyasetçi ve
bürokratların yanı sıra, halen aktif çalışma hayatında olan tanınmış çok sayıda
basın mensubu da milad olarak belirtilen 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra
FETÖ’yü övmeye devam etmişlerdir. Bu konudaki örneklere aşağıdaki linkten
erişebilirsiniz. (EK-1)
SAYIN ADNAN OKTAR'IN 17-25 ARALIK
SONRASINDAKİ TÜM AÇIKLAMALARI İSE, TIPKI ÖNCESİNDE OLDUĞU GİBİ FETÖ'YÜ ÖVEN DEĞİL,
AKSİNE ELEŞTİREN; HÜKÜMET ile SAYIN ERDOĞAN'I İSE DESTEKLEYEN AÇIKLAMALARDIR
Sayın Adnan Oktar’ın 17-25 Aralık 2013 tarihleri
ile öncesinde ve sonrasında FETÖ elebaşını eleştirirken, Devleti, hükümeti ve
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ı koruyup destekleyen açıklamalarının olduğu tüm
videolar nedense bir kısım medya tarafından ısrarla görmezden gelinmekte, hatta bu konuşma ve sosyal medya paylaşımlarının üzeri örtülmeye,
gizlenmeye çalışılmaktadır.
Bu durum tıpkı bir kısım medyada olduğu
gibi aynı şekilde Adnan Bey ve arkadaşlarımızın yargılandıkları dava kapsamında
da yaşanmış bulunmakta. Adnan Bey ve arkadaşlarımızın masumiyetlerinin kesin
delillerinden olan bu konuşma ve
açıklamaların tamamı, gerek yargılanan arkadaşlarımız gerekse avukatlarının
uyarı ve hatırlatmalarına rağmen yargılamayı yürütün mahkeme heyeti ile iddia
makamı tarafından da görmezden gelinmiştir.
Takdir edersiniz ki,
17 Aralık 2013 tarihinden başlayıp 31 Mart yerel seçimlerine kadar devam eden ve
kamuoyunca “Yargı'ya Darbe Girişimi” olarak adlandırılan süreçte, Fetö’nün Devletin tüm kurumlarına sinsice
sızdığı ve neredeyse Yargının tamamının Fetö denetimine
girdiği de bilinen bir gerçektir.
Nitekim, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a yakın
çevredeki birçok siyasetçi ve bürokratlar da dahil olmak üzere gazeteciler,
aydınlar ve yazarlar 17-25 Aralık olayları sırasında aylar boyunca bir kenardan olayları
seyretmeyi tercih etmişlerdir. Sayın
Adnan Oktar ise bu yargı darbesi teşebbüsünün ilk
anlarından itibaren gerek A9 televizyonunda konuk olarak katıldığı canlı yayınlardaki anlatımlarıyla gerekse de
sosyal medya üzerindeki paylaşımlarla hiç çekinmeden,
açıkça Devleti korumuş ve Hükümete net
destek vermiştir.
Bu son derece önemli bir destektir çünkü
FETÖ gerçek yüzünü Aralık 2013'ten itibaren göstermeye başlamıştır. Söz konusu
yargı darbesinin amacı Hükümeti devirmek, sonucunda ise Sayın Erdoğan'la birlikte ona destek veren herkesi de tutuklamaktır.
Bu da ülkemiz için yeni bir karanlık dönemin başlaması demektir.
Bu sebeple Fetö’nün ilk darbe girişimi olarak
nitelendirilebilecek bu fitne döneminde FETÖ’ye karşı verilen mücadele büyük önem taşımaktaydı.
Adnan Bey, 17
Aralık’ı 18 Aralık’a bağlayan geceden 30
Mart 2014 tarihine kadar A9 TV’de katıldığı canlı
yayınlarla etkili ve kesintisiz bir şekilde Sayın Erdoğan ile Hükümete sahip çıkmış ve savunmuştur. 25 Aralık’ta yargı darbesinin ikinci dalga
operasyonu başlayınca da yine
aynı günden itibaren Sayın Erdoğan’a ve Hükümete
olan desteğini hiçbir zaman
çekmeyeceğini ifade etmeye
devam etmiştir.
Adnan Bey'in söz konusu canlı yayınlardaki açıklamaları kendisine ait Twitter hesabından
da eş zamanlı olarak paylaşılmıştır.
Bütün bunlar göz önünde
bulundurulduğunda ise Fetö’nün yargıdaki
yapılanmasının seçilmiş Hükümeti
devirme yönündeki bu teşebbüsün başarısız olmasında Sayın Adnan Oktar’ın çalışmalarının büyük önem taşıdığı açıkça görülmektedir.
Bununla birlikte, Adnan Bey ile birlikte
yargılanan arkadaşlarımızın bazıları da, dönemin başbakan yardımcısı Sayın
Yalçın Akdoğan ve Sayın Süleyman Soylu’nun ricasıyla, yabancı devletlerin
Türkiye'deki misyonu olan 70 ayrı Büyükelçiliği ziyaret etmişler, Sayın Cumhurbaşkanımızın da
bilgisi dahilinde Fetö’nün illegal ve karanlık yapısını buralarda da anlatarak deşifre etmişlerdir. Bazı Ak
Partili eski milletvekillerinin de eşlik ettiği bu Büyükelçilik ziyaretlerinde, Sayın Cumhurbaşkanının demokrat yönü de anlatmışlardır.
ÖZETLE
Fetönün Türkiye’yi bölmeye ve işgal ettirmeye varacak 17-25 Aralık hain planı Sayın Adnan
Oktar’ın hızlı ve başarılı
hamleleriyle bertaraf edilmiştir.
Adnan Bey ile arkadaşlarımızın bu
faaliyetleri, bir kısım medya ile husumetli birkaç müştekinin uydurmaları
sonucu itham edildikleri sözde “FETÖ benzerliği, FETÖ yakınlığı veya FETÖ’ye yardım” gibi tümüyle mesnetsiz ithamların
geçersizliğini de açık şekilde göstermektedir.
Bu gerçeğin bir delili
olarak, 17-25 Aralık 2013 kumpasının ilk günlerinden itibaren ülkemizde yaşanan gelişmelere karşılık Sayın Adnan Oktar'ın anında yaptığı açıklamaların kronolojik bir listesini de aşağıdaki
linkten görüntüleyebilirsiniz. (EK-2)
EK-1: 17-25 Aralık 2013 Yargıya darbe
girişimi sonrasında FETÖ’yü savunan ve halen aktif çalışma hayatında olan bazı
gazetecilerin beyanları
EK-2: Sayın Adnan Oktar’ın 17 Aralık
gecesinden itibaren hükümete ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a destek veren
açıklamalarının kronolojik dökümü